Bir yıl içinde düzenli ilişkiyle, sağlıklı çiftlerin yüzde 90’ından fazlasının gebe kalması beklenir. Eğer bu süre zarfında gebe kalınamıyorsa, bu durum araştırılması gereken bir durumdur. Tabi bir yıl derken, bunu herkes için söylemek zordur; çünkü burada kadının yaşı çok önemli bir kriterdir. Örneğin 30 yaşından sonra çocuk sahibi olmaya karar veren bir kadın için bu süreyi altı aya da düşürebiliriz. Ya da bu kararı 35 yaşından sonra uygulamayı düşünüyorsa, öncelikle hekime başvurması daha sağlıklı olacaktır.
Yaş faktörü şu açıdan önemlidir; kadının yumurtalık rezervi yaşa bağlı olarak ve bir daha eski haline gelemeyecek şekilde azalmaktadır. Bu azalma sürecinin kabaca 38-40 yaşlarında başladığını düşünebiliriz. Fakat menopoz dönemi herkes için farklı yaşlarda da olabileceğinden, yumurtalık rezervindeki azalma daha erken yaşlarda da başlayabilir. İşte bu yüzden, çocuk sahibi olmayı ilerleyen yaşlara erteleyen her sağlıklı kadının, mutlaka yumurtalık rezervinin ne durumda olduğunu öğrenmesi ve bekleyeceği süreyi hekim desteğiyle doğru belirlemesi gerekiyor. Yoksa çocuk sahibi olma vakti geldiğinde kötü sürprizlerle karşılaşma olasılığı yükselecektir. Kısacası yaş faktörü ve yumurtalık rezervinin durumunun, iki kritik nokta olduğunu unutmamak gerekiyor.
Yumurtalık rezerviniz ne durumda?
Aslında bunu öğrenmek çok zor değildir. Bunun için adet döneminin ikinci veya üçüncü gününde hormon testi yapılabilir, ultrasonografide yumurtalıkların içerdiği yumurta rezervine bakılabilir.
Eğer bir yılın sonunda gebe kalınamadıysa, bu noktadan sonra hekime başvurulduğunda elbette sorununun nedenleri araştırılacaktır. Çiftlerin yaklaşık % 30’unda sorun kadında % 30’unda erkekte %20 herikisinde ve % 20 vakadada sebebi bilemeyen olarak sınıflanır. Biz örneğimizi erkekte bir sorun olmadığının üzerine kurarsak kadındaki sorunun kaynakları şunlar olabilir:
* Yumurtlama sorunu ( Hiç yumurtlama olmaması ya da düzensiz olması )
* Adet düzensizliği
* Tıkalı yumurtalık yolu ( tıkalı tüpler)
* Rahim içindeki şekil bozuklukları, polipler vs.
* Çikolata kistleri
* Bilinmeyen bir neden ( açıklanamayan kısırlık )
Eğer bu sayılanlar gibi sorunlar tespit edilirse, her biri için farklı tedavi metodları uygulanabilir. Örneğin, yumurtlama sorunu için ilaç tedavisine başlanır. Ya da tüplerde tıkanıklık varsa laparoskopiyle teşhisi yoluna gidilir. Eğer tüpleri açmanın hasar derecesi yüksek olacaksa müdahale edilmemelidir. Tıkanıklığın giderilememesi durumunda tüp bebek tedavisine geçilebilir. Kadında kısırlığa neden olan bir başka faktör de çikolata kistidir.
Bunların ötesinde, açıklanamayan bir nedenden ötürü de gebe kalınamayabilir. Kısırlık vakalarının yüzde 20’sini de bu nedenler oluşturmaktadır. Eğer çiftlerde yumurtlama varsa, spermlerle ilgili sorun yoksa ve düzenli ilişkiye rağmen çocuk sahibi olunamıyorsa iki yıl kadar beklenebilir. Tabi hastanın yaşı ve yumurtalık rezervi de uygunsa… Ancak bu bekleme süresi üç yıldan fazla olmamalı ve hekim kontrolünde bir tedavi yöntemine geçilmelidir. Eğer gebe kalınamamışsa aşılama yapılır. Bundan da netice alınamadığında izlenecek yol, tüp bebek olacaktır…
Fakat bu bekleme döneminde çiftler doğal yolla hamile kalmaya yardımcı yöntemlere de başvurabilirler. Amerika da özellikle kısırlık yaşayan (infertil) hastalar düşünülerek, doğal yolla hamile kalmaya yardımcı olması amacıyla üretilmiş olan bir jel, artık TC. Sağlık Bakanlığı izini ile ülkemizde de bulunmaktadır.
İçerdiği doğal Arabinogalaktan bitki şekeri sayesinde spermlere zarar vermeyip, sperm hücrelerine antioksidan desteği sağlayarak güçlendirip, spermlerin yumurtaya doğru olan yolculuğunda önemli ölçüde fayda sağlayarak, doğal yolla hamile kalınmasına yardımcı olur. Sperm dostu bu jel kadının üreme sisteminde, spermlerin için en uygun ortamı sağlamaktadır. Üretkenlikle ilgili ciddi problemi olmayan çiftler, cinsel ilişki sırasında 6 ay kadar bu ürünü kullanmalarını tavsiye edilmektedir. Çünkü, bu ürün Dünya’da ve Türkiye’de doğal yolla hamile kalmayı desteklemede güvenle kullanılan tek üründür. Ayrıca bu dönemde sıklıkla ortaya cıkan vajen kuruluğunda çözüm oluşturmaktadır. Bu jel hekimlerin, çiftlerin tedavisine destek olmak ve tedavinin başarısını arttırmak amacıyla uygulayabilecekleri yan etkileri olmayan tek tedavidir. Ayrıca uygulaması da oldukça pratiktir.
Bebişler Editörü: Billur Uyar