Ben her bahar ayları kapıya dayandığında buhranlar geçiyorum. Mevsim geçişlerinde sersemleşen, hayatından mutsuzluk, umutsuzluk, bıkkınlık, yorgunluk hissedip kendini eve kapatanlardanım.
Bahar ayları sersemliğin de yalnız olmadığımı düşünüyorum.
Bu yıl karar verdim direneceğim…
Güneşin coşkulu sarhoş edici ilk ışıltılarını önce ruhumda hissedeceğim.
Haydin elbirliğiyle atlatalım şu mevsim geçişini.
Kuşanalım enerjimizi, beklentiler yüklemeyelim baharın gelişine her an bir sürpriz yaşacakmışız gibi.
Sıradanlaştıralım günümüzü.. Güneş daha bir parlak mı açıyor, sımsıcak yaz mı geliyor havasına girelim.
Değiştirelim alışkanlıklarımızı, rutinimizi…
Ters düz edelim gündelik akışımızı.
Belki işe yarar değiştirir ruh halimizi…
Bendeniz bu hafta itibariyle başlıyorum.
Ne mi yapıyorum? Listem öyle çok da karmaşık tariflerle ve baskıcı tarifelerle dolu değil.
Öncelikle kendi gardiyanım olan şaşmaz kurallarımı esnetmeyle başlıyorum.
Ardından ısınan yaşantımı teri soğumadan taze başlangıçlara adapte etmeli.
Böylelikle dinç ve fit bir merhabayla karşılayacağım yeni baharı…
Yemek saatlerimi, yemek masasında oturduğum yeri…
Her gün beni üzen yıpratan ve çözüm için didindiğim içimde birikmiş her şeyi günlere yaymayı…
İzlediğim dizileri bırakmayı...Yeni kitaplar edinmeye çalışmalıyım..
Tüm rutin düzenimi altüst edeceğim ve inatla değiştireceğim.
Yapabilir miyim bilmiyorum ama rutin düzenimi ters düz edip sımsıkı bağlı olduğum disiplinimden kurtulacağım…
Uzmanların yıllardır her sene şaşmaz istikrarla yaptığı ”Dikkat bahar ayı depresyon ayı” uyarısını dikkate alıp ilk müdahaleyi önce kendi kendime yapacağım.
Çünkü her tedavinin ve önlemin çıkış noktası önce kişinin kendisi olmalı. Mucizeler bile önce inançla başlar..