Branşım gereği bana yöneltilen bazı sorulardan insanların bir kısmının “kadınların cinselliğin sınırlı bir yaşa kadar devam ettiği, menopoza girilince cinselliğin de bittiği” gibi yanlış bir hisse kapıldıklarını anladım. Bu nedenle bu yazıda cinselliğin yaşı konusundaki bazı yanlış bilinenleri düzeltmek istedim.
Öncelikle cinselliğin kaynağından başlamak gerek:
Libido adı verilen cinsellik dürtüsü insanı cinsel eylem arayışına iten ve aynen açlık, susuzluk, kendini koruma dürtüleri gibi çalışan bir “itici güçtür”. Açlık, insanı gıda aramaya ve yemek yemeye yöneltir ve amacı bedenin yaşamı devam ettirmek için ihtiyaç duyduğu maddeleri almasını sağlamaktır. İşte libido da canlının ait olduğu neslin devamını sağlamaya yönelik olarak onu karşı cinsten biriyle yeni bir canlı dünyaya getirmeye yöneltir.
Cinselliğin tarifi elbette bu kadar basit değildir. Zira “libidonun” başka kaynakları da vardır: Cinsellik, kendini tatmin, gevşeme ihtiyacı, zafer kazanma ihtiyacı, ait olma ihtiyacı, beğenilme ihtiyacı, hayran olunma ihtiyacı, karşı tarafı fethetmiş olma duygusu yaşamak amacına yönelik olarak başlatılabileceği gibi çok ileri durumlarda sadizm ve mazoşizm gibi eğilimlerin eyleme dönüştürülmesine yönelik de çalışabilir.
Şimdi konumuza dönebiliriz:
Sağlıklı bir erişkin 30-40 yaşları arasında haftada ortalama 1-4 kez ilişkide bulunur. Yaş ilerledikçe sıklık azalır. Bu ilişki sıklığını belirleyen, kişide cinsellik dürtüsünün doyurulma ihtiyacıdır. Sıklık azalmasına rağmen, cinsellik arzusunu doğuran kaynağın gücü aynıdır, ancak ihtiyaç duyma sıklığı azalır.
Kadında cinsellik
Libido kadında 35 yaşına kadar artar, 45 yaşına kadar sabit kalır ve çok ileri yaşlara kadar gücünü korumaya devam eder. Kadın sağlıklı olduğu sürece yine çok ileri yaşlara kadar orgazm olabilme kabiliyetini korur. Hatta menopoza yaklaşmakta olan bir kadında gebelik oluşma ihtimalinin giderek azalmasıyla birlikte azalan gebe kalma korkusu, çocukların büyümesiyle birlikte ev iş yükünün azalması gibi etkenler kadında bu dönemlerde libidonun artmasına bile neden olabilir.
Gebelikte ise kadında gebeliğin farklı dönemlerinde libidoda önemli değişiklikler ortaya çıkar. Bunları özetlemek gerekirse gebeliğin ilk üç ayında gebeliğe henüz adaptasyonun sağlanılmaya çalışıldığı dönemlerde kadınların önemli bir kısmında libidoda ve cinsel ilişki sıklığında azalma gözlenir. İkinci üç aylık dönem genellikle kadının gebeliğe iyice adapte olduğu, erken gebelikte görülen bulantı, kusma, halsizlik gibi şikâyetlerinin azaldığı ve genel olarak anne adayının kendini en iyi hissettiği dönem olduğundan libido geri döner, hatta artar. Son üç aylık dönemde ise büyüyen uterusun yarattığı mekanik etkiye bağlı olarak ortaya çıkan çeşitli rahatsızlıklar, yaklaşan doğumun özellikle ilk defa anne olacak kadında yarattığı endişe gibi etkenler libidonun tekrar azalmasına neden olur.
Kadın menopoza girdiği andan itibaren kanda östrojen hormonunun azalmasıyla birlikte kadın genital organlarında atrofi dediğimiz değişiklikler meydana gelir. Vajina dokusu “incelir”, elastikiyetini kaybeder, kadın uyarılsa da genital bölgenin salgılarının artarak ilişkiye hazır hale gelmesi daha uzun sürer. Genital bölgedeki bu değişiklikler ve “kuruluk” kadında ilişki esnasında ağrıya, ilişki sırasında ve sonrasında idrar yaparken yanma gibi şikâyetlere neden olabileceğinden bu dönemde kadında libidoda azalma görülebilir ve bu doğaldır. Ancak bu sorunu yaşayan kadınlarda sistemik (haplar ya da flasterlerle) ya da lokal (krem, fitil) östrojen tedavisinin bu sorunları etkili bir şekilde ortadan kaldırabileceği unutulmamalıdır.
Erkekte cinsellik
Erkekte ise libido 20-30 yaşlar arasında doruğa çıkmıştır. Erkek de sağlıklı olduğu sürece ileri yaşlara kadar ereksiyon ve orgazm olabilme özelliklerini koruyabilir. Ancak yaş ilerledikçe (burada bahsettiğim yaş, 70 ve üstüdür) doğal olarak ortaya çıkan değişiklikler ereksiyonun etkinliğinin azalmasına neden olabilir.
Erkeğin eşinin gebe olduğu dönemlerde libidosunda genellikle bir değişiklik gözlenmez ve bu durum anlayışsız baba adayı ile eşi arasında zaman zaman sürtüşmelere neden olabilir. Her baba adayının gebelik döneminde eşinde ortaya çıkabilecek değişiklikleri iyi bilmesi ve eşine daha anlayışlı davranması bu sorunların minimal yaşanmasını sağlar.
Özet olarak söylemek gerekirse kadının menopoza girdiğinde cinsel yaşamının bittiği doğru değildir. Hem erkek hem de kadında libido her ne kadar yaşa bağlı olarak azalma gösterse de, çiftler sağlıklı oldukları sürece çok ileri yaşlara kadar hiçbir tedaviye gereksinim olmadan cinselliklerini yaşamaya devam edebilirler.