Çocukların hayal dünyasını keşfetmemiz ve onu daha yakından tanımamız gerek. Onu hayali ve gerçek olmayan şeyler anlattığında kırmamalıyız. Uzmanların da söylediği üzere, üç ya da dört yaşlarından başlayan yalan söyleme durumunu gerçek yalan gibi düşünmeyin. O hayal dünyasında olanları güzel hikayeler olarak etrafına anlatıp yaratıcılığını arttırır ve bu kişisel gelişiminin bir parçasıdır.
Yalan söylediğini iddia etmeyin! Çocuk gerçek anlamda yalan söylemek amacıyla yola çıkmadığı halde ebeveynlerinin onu “yalancı” ilan etmelerinden sonra çocuktaki gelişim farklı yönde ilerler. Yalan söylemek ona daha rahat gelir ve ilerleyen dönemde daha sık yalan söylemeye yönelir.
Peki artık hayal gücü değil de gerçekten yalan söylemek niyetiyle yalanlar üretiyorsa ne yapmalıyız?
Yalanı alışkanlık haline getirirse, üzerine fazla gitmemeliyiz. Sürekli didaktik hikayeler ve özlü sözlerle yaklaşırsak onu yalana daha çok iteriz. Böylelikle onu daha zekice yalanlar üretmeye ve yalan söylemeye yöneltiriz. Yalan söylediğini fark ettiğimiz zaman çocuğun üzerine gidip ona yanlış yaptığını sürekli tekrar edip hatırlatmak yerine uzun vadede hem çocuğumuzu hem de kendimizi gözlemlemeliyiz. Çocuğumuzu yalan söylemeye teşvik eden davranışlarda veyahut ortamlarda bulunup bulunmadığımızı, ona kötü örnek olup olmadığımızı ve bu durumu ortadan kaldırabilmek için neler yapabileceğimizi düşünmeliyiz.