Kulak Burun Boğaz Hastalıkları uzmanı Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar, çocuklarda da vertigoyla karşılaştıklarına dikkat çekti. Tatlıpınar, “Çocukta yürüme problemi, bulantı, kusma, korku, terleme gibi şikayetler ortaya çıktığında mutlaka vertigoyu da araştırmak gerekiyor. Zira, çocukların yaklaşık yüzde 5-6’sında bu sorun görülüyor” dedi.
Hastalar tarafından dengesizlik, sersemlik, göz kararması hafif ya da şiddetli dönme gibi farklı şekillerde ifade edilebilen vertigonun pek çok etkene bağlı olarak ortaya çıkabildiğini söyleyen Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar, “Çocuklardaki vertigonun de pek çok sebebi var. En sık olarak, öngörülemeyen, aniden oluşan, kendiliğinden geçen vertigo atakları şeklinde kendini gösteriyor. Özellikle ailesinde migren rahatsızlığı olan çocuklarda bu rahatsızlık ortaya çıkıyor. Bu çocukların da yaklaşık yüzde 35’inden daha fazlasında ilerleyen dönemde migren ortaya çıkıyor” diye konuştu.
Kız çocuklarında, erkek çocuklara oranla, daha fazla ortaya çıkan bu durumda, çocukların kendilerini yeterince ifade edemediklerini hatırlatan Prof. Dr. Tatlıpınar, “Çocuklar yaşadıkları bu kayma, dönme hissinin ne olduğunu tam olarak anlayamıyor ve dolayısıyla anlatamıyor. Vertigo atakları yaşadıklarında korkuyorlar. Çocuklar genellikle, renkte solma, dengesizlik, yürürken problem yaşama, terleme, korku, kusma gibi bulgularla karşımıza geliyor. Bu nedenle, çocuklarında yürürken dengesizlik, sık sık düşme fark eden ailelerin dikkatli olması, bu duruma bulantı ve kusma eşlik etmesi durumunda da mutlaka bir hekime başvurması önem taşıyor” dedi.
Vertigonun, çocuğun hayat kalitesini düşüren, önemli bir sorun olduğunun altını çizen Prof. Dr. Arzu Tatlıpınar, şu bilgileri verdi:
“Denge çok önemli bir mekanizma. Dengenin kaybedilmesi panik yaşanmasına neden olur. Bu problemin de en kısa sürede ortadan kaldırılması ve kişinin normal hayatına dönmesi gerekiyor. Vertigo tanısı konan çocukların, hem ilaç tedavisi, hem de klinikte ve evde uygulanabilen denge egzersizleriyle normal hayatlarına dönmeleri sağlanabiliyor.”
Kaynak: DHA