Bize anlatılan masallardan, izlediğimiz romantik filmlerden ya da kitaplardan etkilenerek, yetişkinliğimizde de benzer ilişkileri ya da aşk hikâyelerini aradığımız bir gerçek. Ancak bazen çok farklı durumlar da söz konusu olabiliyor.Geçmişte yapılmış bir evlilik ve bu evliliğin meyvesi olan çocuklar gibi.
Çekici, zeki, eğlenceli, neredeyse mükemmel bir erkekle berabersiniz. Ancak sizi tedirgin eden bir nokta var; eski eşi ve çocukları… Peki bu başlı başına ciddi bir sorun mu? Yoksa koşullara rağmen böyle bir erkekle mutlu olmak mümkün mü?
Bize anlatılan masallardan, izlediğimiz romantik filmlerden ya da kitaplardan etkilenerek, yetişkinliğimizde de benzer ilişkileri ya da aşk hikâyelerini aradığımız bir gerçek. Oysa söz konusu kusursuz aşk ve ilişki arayışı, yeri geldiğinde büyük hayal kırıklıklarını da beraberinde getirebiliyor. Aslında bu hayal kırıklıkları, büyük bir oranla karşımızdaki kişi hakkında karar verme aşamasında aceleci davranmamızdan kaynaklanıyor. Dürüst olduğunu düşünürüz fakat yalanları ile karşı karşıya kalırız, açık fikirli olduğuna inanırız fakat ilişki ilerledikçe ne kadar tutucu olduğunu fark ederiz, başta eğlenceli ve çılgın hali hoşumuza gider, oysa o çılgınlık yalnızca sorumsuzluğunun bir uzantısı olabilir. Zaman; kusurları su yüzüne çıkarma konusunda son derece acımasız ve ilişkilerin çok büyük bir kısmı da işte bu yüzden, yani beklentilerin karşılanamaması nedeniyle sona eriyor. Ancak bazen çok farklı durumlar da söz konusu olabiliyor. Birlikte olduğumuz ya da olmayı düşündüğümüz erkek kafamızdaki kriterlere fazlasıyla uygun olsa da, ilişkide bizi derin düşüncelere iten birtakım engeller de söz konusu olabiliyor. Geçmişte yapılmış bir evlilik ve bu evliliğin meyvesi olan çocuklar gibi.
Masallar uçan halılarla, konuşan hayvanlarla, arabaya dönüşen balkabaklarıyla, lambadan çıkan cinlerle doludur ama siz de çok iyi biliyorsunuz ki en fantastik masalda bile; ‘Prens daha önce başka bir prensesle evliymiş ve ondan iki çocuğu varmış’ gibi bir cümle geçmez! Çünkü tüm masallar saflık üzerine kuruludur; yaratılan dünyanın ayrıntıları ne kadar uçuk olursa olsun, eğer bu bir aşk masalıysa başkahramanların mazisi tertemiz, lekesiz, pürüzsüz olmalıdır. Ne de olsa yücelmeleri ve birbirlerini hak etmeleri ancak bu şekilde mümkün olabilir. Oysa hayatın bizi karşı karşıya bıraktığı gerçekler bambaşka… Bir erkekle tanışırız, ona âşık oluruz, her şeyiyle tam aradığımız kişidir fakat bir de bakarız ki zamanında aynen bizim gibi düşünen bir başka kadın daha varmış ve bu kadın yıllarca o erkeğin hayatının bir parçası olmuş. Hele ortada bir de çocuk faktörü varsa çok iyi biliriz ki, geçmişte kalmış gibi görünen bu beraberlik aslında bir yanıyla ömür boyu sürecek; söz konusu iki insan, şu anda birbirleri hakkında ne düşünüyor ve hissediyor olurlarsa olsunlar, asla kopamayacaklardır. Çocuklarının sağlıklı büyümesi için, onun geleceğini planlamak B ve yaşamıyla ilgili önemli kararları almak, sorunlarını çözmek adına gerektiğinde görüşeceklerdir. Dolayısıyla biz kendi beraberliğimize baktığımızda şunu görürüz ki, bunun küçüklüğümüzde dinlediğimiz aşk masallarıyla uzaktan yakından ilgisi yok! Hatta hayal ettiğimizden çok daha kalabalık!
Boşanmış erkeğe ikinci bakış
Tüm bu saydıklarımız, boşanmış erkeklerde ilk göze çarpan özellikler. Dolayısıyla, bu erkeklerin kadınlar cephesinde pek de tercih edilesi olmamalarını anlamak zor değil. Hayatın farklı alanlarında zaten bin bir türlü sorunla mücadele ederken, hangimiz zorluklarını daha baştan gördüğümüz bir ilişkiye girmek isteriz ki? Ayrıca şunu da kabul edelim! Her ne kadar hepimizin geçmişinde başarısızlıkla sonuçlanmış bir dizi ilişki olsa da, bu ilişkilerin hiçbirinin kaydı yoktur; oysa boşanmak, bir insanın başka bir insanla ilişkisini yürütememiş oluşunun kâğıt üzerinde onaylanması anlamına gelir. Bir erkeğin on yıllık sevgilisinden ayrılmasıyla on yıllık eşinden ayrılması arasında duygusal anlamda hiçbir fark olmasa da -hatta hikâyenin içeriğine göre ilki daha derin izler bırakmış da olabilir-, dışarıdan bakıldığında evlilik daha önemli, dolayısıyla boşanma da daha ağır görünür.
Peki, bu durumda ne yapmamız gerek? Her yıl yüzlerce erkeğin evliliğini sona erdirip bekârlar ligine geri döndüğü bir dünyada, bu tür bir erkeği sırf geçmiş hikâyesi nedeniyle gözden çıkarmak doğru mu? Yoksa onunla sürdürülecek ilişkinin birtakım artıları da olabilir mi? Bu soruların cevapları kuşkusuz her birimiz için farklı olacaktır. Çünkü hayatın değişmez gerçekleri karşısında değişiklik yaratan bizim bakış açımızdır ve bu bakış açısı doğrultusunda, söz konusu erkekle yaşanacak ilişkiye birtakım avantaj ve dezavantajlar yükleyebiliriz. Bu durumda en iyisi, terazinin iki tarafını tüm açıklığıyla ortaya koymak ve hangi tarafın ağır bastığını görüp ona göre karar vermektir.
Avantaj: Duyguları hakkında konuşur Bekâr erkekler yıllardır suskunluklarını korumaya alıştıkları için, iç dünyalarını açma ve hislerini sergileme konusunda insanı çileden çıkaracak kadar cimri ve beceriksizdirler. Ağızlarını açıp bir şey söylemeye kalktıklarında da onu doğru düzgün formüle etmeyi bilmedikleri için, birlikte oldukları kadının üzerinde daha da kötü bir etki yaratırlar. Oysa ikinci el erkekler, ilişkinin duygusal boyutuyla ilgili konuşmalara daha önceki beraberliklerinden alışık oldukları için kendilerini doğru bir biçimde ifade etme yetenekleri çok daha güçlüdür. Aynı şekilde, kadınlar konusunda yıllar içinde belli bir pratik kazandıklarından, dinleme yetenekleri ve sabırları da çok daha fazladır.
Dezavantaj: Eski eşi hakkında da konuşur Aradan ne kadar zaman geçmiş olursa olsun, er ya da geç size günün birinde eski evliliğinden ve eşinden söz etmeye başlayacaktır; ister nefretle olsun, ister saygıyla. Siz ise büyük bir ihtimalle dinlemek istemeyeceksiniz çünkü olumlu ya da olumsuz, duyduğunuz her kelime kendinizi gergin hissetmenize neden olacak. Belki onunla gittiğiniz ve tamamen ikinize özel olduğunu düşündüğünüz bir şehre geçmişte eşiyle de gittiğini öğreneceksiniz, belki de onunla yapmayı hayal ettiğiniz bir şeyi çoktan yapmış olduğunu. Evet, bilgi sahibi olmak her zaman olumlu değil, bazı bilgiler zehirlidir ve onlara asla sahip olmamış olmayı dileriz. Fakat şunu da unutmayın ki bu tür bilgilerden hiçbir zaman kaçamazsınız; anlatırsa dinlemek durumundasınız. Dinleyin ama hiçbir yorum yapmayın; aksi takdirde yaptığınız yorum size yanlış anlaşılma ve karşı tarafın eline sıkıştığı zaman kullanması için verilmiş bir koz olarak geri dönecektir!
Avantaj: Yeni maceralara açıktır Uzun süreli bir evlilikten çıkan erkek, yıllanmış çift hayatının rutinine doymuştur ve bu da onu daha maceraperest hale getirir. Dolayısıyla birlikte olacağı yeni kadınla ilişkisinin renkli, zengin ve monotonluktan uzak olması için bir müzmin bekârdan çok daha fazla çaba sarf eder. Spontanlığa daha fazla önem verir, size küçük sürprizler hazırlar, sizin ona hazırladığınız sürprizleri sevinçle karşılar, beklenmedik seyahat ve tatil teklifleriyle karşınıza çıkar. Daha önce denemediği birçok şeyi yeni sevgilisiyle denemek ister; hem de her yerde!
Dezavantaj: Bluğ çağında gibi davranabilir Değişiklik yapmak ve spontane hareket etmek güzel, ancak dozunu kaçırmamak kaydıyla! Eğer birlikte olduğunuz erkek evli olduğu yıllarda ıskaladıklarını telafi etmek niyetindeyse, işiniz zor! Tehlikeli sporlara merak sarabilir, evi sizi çileden çıkaracak kadar dağınık olabilir, gece hayatına dönebilir ya da Afrika’da safariye çıkmak isteyebilir. Bu hiper aktif hali de sizi yorabilir.
Avantaj: Hatalarından ders almıştır Boşanmış erkekler; kadınların hangi durumda nasıl tepki verecekleri konusunda çok daha fazla bilgi sahibi. Çünkü belli başlı hatalar daha önce yapılmış ve tatsız sonuçları görülmüştür. Örneğin daha önceki evliliğinde kıskançlık krizleri geçiren, eşine göz açtırmayan bir erkek bu yaklaşımının ne kadar korkunç kavgalara neden olduğunu ve üstelik hiçbir işe yaramadığını gördüyse, neden-sonuç ilişkilerini kuracak kadar da kafası çalışıyorsa, daha sonra birlikte olduğu kadına daha fazla güven duymaya ve onu daha rahat bırakmaya çalışabilir. Evet, düşünülenin aksine erkekler değişir. Sadece, bu değişim kadınlara kıyasla daha uzun sürer.
Dezavantaj: Sizi eğitmek ister Sizden önce bir aile hayatı mı vardı? Bir evin finansal düzeninden mi sorumluydu? Üstelik iki de çocuk mu büyütmüştü? O halde dikkat edin de siz de üçüncü çocuğu haline gelmeyin! Özellikle ileri yaştaki boşanmış erkeklerdeki en belirgin eğilim, tecrübelerini genç sevgilileriyle paylaşma eğilimidir ve tabii ‘paylaşmak’ kelimesi burada genellikle ‘her şeyin onun istediği şekilde yapılması’ndan başka bir anlama gelmez. Aslında kötü niyet yoktur ama sabit fikirlilik ve keskinlik halleri yaşatabilir. Ona göre bir şeyin ‘doğrusu’ budur ve başka türlü olamaz. Fakat bu şekilde davranmaya devam ederse siz de bir süre sonra kendinizi onun çocuğu gibi görmeye başlarsınız ve gerçekte kurmanız gereken ilişki başlamadan biter.
Avantaj: Güvenilir biri olup olmadığını hemen anlarsınız Özellikle de çocuk sahibi bir erkekle berabersiniz, çocuklarıyla ilişkisi size birçok ipucu verebilir. Çocuklarıyla baş etmek gibi zor bir işin üstesinden geliyorsa, ona karşı belli bir güven duyabilir ve ilişkiniz için de umutlu olabilirsiniz.
Dezavantaj: Hayatı yeterince kalabalık ve streslidir Herhalde bunun ne anlama geldiğini hemen çözmüşsünüzdür! O hayata bir de sizden olacak bir bebeğin sorumluluğunu eklemeye büyük olasılıkla sıcak bakmayacaktır; özellikle de standart ‘babalık yaşı’ aralığını geçmişse. Eğer siz de çocuk sahibi olmak istemiyorsanız sorun yok fakat yakın ya da uzak gelecekte böyle bir niyetiniz varsa, bu dezavantaj sizi oldukça etkileyecek, hatta belki de ilişkinizin kaderi konusunda belirleyici olacaktır. Erkek ya da kadın, boşanmış ve çocuklu bir kişi her zaman birbirine paralel gitmesine çalıştığı iki hayat sürmek durumunda kalır ve bir gün bir yerlerde yorgunluktan yığılıp kalmak istemiyorsa, bunlardan en azından birini basit ve sakin tutmak zorundadır. Bu tabii ki birlikte olduğunuz erkeğin sizinle ilişkisini hafife aldığı anlamına gelmez; fakat eğer boşanma gibi zorlu bir süreçten geçtiyse ve çocuklarını büyütme aşamasındaysa ya da çoktan büyüttüyse, o çok iyi bildiği yollardan bir kez daha yürümek istemeyecektir.
Avantaj: Daha önce her şeyi yaşamıştır Önceden uzun süreli bir evlilik hayatı yaşamışsa, bu onun bağlanma korkusunun olmadığı anlamına gelir. Ayrıca evlilik sürecinde, her ilişkinin iniş-çıkışları olduğunu da öğrenmiştir. Kritik dönemlerin nasıl atlatılması gerektiğini iyi bilir; aynı şekilde, sizin geçirdiğiniz ruhsal süreçler konusunda da antenleri bekâr bir erkeğe kıyasla daha açıktır.
Dezavantaj: Tecrübeleri onu korkutmuştur Tecrübe; bir yanıyla avantajsa, bir yanıyla da heves öldüren bir dezavantajdır. İkinci el erkeklerin üzerinde genellikle bir bıkkınlık, bir teslim olmuşluk, olacakları önceden bilmenin getirdiği bir heyecansızlık, bir tür yorgunluk vardır. Her şeyi normal karşılarlar, pek az şey onları şaşırtır, sizde karşılaştıkları hiçbir özelliğe öyle büyük bir hayranlık duymazlar, en azından duyuyor gibi görünmezler. Davranışları temkinli, kontrollü, hatta başlangıçta oldukça mesafelidir. Sık sık uzaklaşmaya ihtiyaç duyar, yıllar sonra geri kazandıkları tek kişilik hayata sahip çıkmaya çalışırken zaman zaman sizi devre dışı bırakma eğilimi gösterirler. Dolayısıyla, geçmiş deneyimleri onlardan biriyle kuracağınız ilişkide size hem olumlu, hem de olumsuz yansıyacaktır.