Hüseyin Apaydın’ın kaleminden… “Anlaşılması Kolay Erkek Davranışları…”
Erkeklerin yalanları korkuları üzerine inşa edilmiştir.Tersinden düşünürsek, korkularından yola çıkıp yalanlarının neler olduğunu anlayabiliriz..
Mesela en büyük korkuları “iktidar” diye tarif edilen kavramdır.Maazallah sonuna bir “sız” eki geldiğinde hayatları mahvoluverir..
Zaten bütün lügatları bu kelimeden üretilmiş bazı başka kelimelerin gün içinde yerli yersiz yüzlerce kere kullanılmasından anlaşılmaktadır..
“Geçirdik, kaydık, oyarım” vs vs gibi kelimeler yukarıda sözünü ettiğimiz o ünlü olumsuzluk eki “sız”ın yarattığı reaksiyonların ürünüdürler..
Erkekler kadınları elde edinceğe kadar tarihte kimsenin akıl edemeyeceği kadar usta oyunlar, yalanlar üretebilirler ve kimsenin aklına gelemeyecek kadar da maddi kayıpları göze alabilirler.. Resmi tarihte “Baltacı ve Katerina vakası” olarak yer alan olayımızda, Baltacı’nın iktidarının mı, yoksa Katerina’nın kasasının mı daha değerli olduğu konusunda erkeklerce henüz tatmin edici bir cevap verilememiştir.
Tarihin birçok evresinde kapitalist mücadeleler içinde el değiştiren servetler dahi erkeklerden kadınlara şehvet hislerinin bastırmasıyla el değiştiren servetlerin yanından bile geçememiştir..
Usta kadınlar bu sürenin çok kısa olabileceğini iyi bildiklerinden işin gösteri kısmını alabildiğince uzatmayı becerebilmekte ve bu sayede sermaye yeterliliğine kavuşmaktadırlar..
Bütün bunlarla ilgili olarak, sıkça rastlanan erkek yalanlardan bir iki örnekle araştırmamızın bu bölümünü tamamlayalım..:
“ARKADAŞIMIN SEVGİLİSİNE ASLA BAKMAM”
Bu yalan tipi hem delikanlılık algısı yaratarak ilgiyi çekme hem de tok müşteriyi oynayarak üstüne düşülmesi beklentisini yaratma üzerine kuruludur…
Çaktırmadan alttan altta ince çalışmalarla hedefe doğru ilerlenir.. Sıkıntılı görüntü verilir.. Varsa; hedefin çocukları üzerinden aşırı bir şefkat ve fedakarlık gösterileri de yapılır.. İş takibi için Ankara’ya bile gidenleri dahi olmuştur..
Zaten çok net bir biçimde “komşunun tavuğu komşuya kaz görünür” diye bir atasözü de üretip bu durumların aslında doğal olduğunu da kabul etmişlerdir..
Hedefte kendi sevgilisi olduğunda ise bağırır, çağırır, döver hatta öldürür de … “Dişi köpek kuyruk sallamasa erkek köpek gelmez.” diye koca bir yalan da uydurur.. Oysa o kuyruğa gelinceye kadar neler yapmamıştır ki erkekler..?
“YANLIŞ ANLAMA, BEN SENİN ÖNCE ARKADAŞINIM”
“Dünya ahret bacımsın” aslında çok tehlikeli bir cümledir.. Tersinden bakıldığında niyetin ne olduğu apaçık ortadadır.. Korku, “ya reddedilirsem” üzerine kuruludur.. Bu bütün bir rüyanın bozulması anlamına gelir ve sözkonusu gerçekle hiçbir erkek asla karşılaşmak istemez.. En azından rüya varolmaya devam etmelidir..
Orhan Pamuk’un “Masumiyet Müzesi” romanında bir erkeğin hiçbir karşılık görmeden evli bir kadının evine yalnız onu arzu ettiği için çok uzun yıllar ısrarla gitmekten asla vazgeçmediği anlatılmıştı.. Ve tartıştığım birçok kadın bunun asla gerçekçi olmadığını iddia etmişlerdi. Oysa net bir biçimde gerçek oydu.. Giderler, izlerler, kafalarında efsaneler yaratırlar, her şeylerini ortaya koyarlar… İktidar; “sız” korkusu bu “ele geçirme” ve “fethetme” isterisiyle tüm varolan bütün argümanları kullanır…
Taa ki oraya kadar… Orası zaten hayatın başladığı ve bittiği yerdir..