Hayatı boyunca kilo problemi ile uğraşmış biri olarak deneyimlerimi ve bende işe yarayan yöntemi paylaşarak benim gibi fazla kilolarıyla başı dertte olanlara yardım etmek istiyorum. Kilo verme süreci oldukça zor bir süreç olmasına rağmen içinizdeki hırs ile bunu başarmanız imkânsız değil. Kilo verme süreci boyunca aldığım en önemli ders bu oldu.
Bazı insanlar hayatlarının bir döneminde fazla kilolarla uğraşır, bazısı ise doğduğundan itibaren. Ben de çocukluğumdan beri fazla kiloluyum. Aklımın yetmeye başladığı zamanlarda özellikle çevremden aldığım geri dönüşlerle birlikte kendimle ilgili ciddi problemler yaşamaya başladım. Fazla kilolar en çok da ergenlik döneminde zorlamaya başladı. Çünkü istediğim kıyafetlerin bedenini bulamamak, aldığım kıyafetlerin üzerime yakışmaması, yaşıtlarımın giyindiği gibi giyinememem ve en önemlisi de sosyalleşmekten korkmam bu dönemlerde ortaya çıktı. Her kıyafet alışverişi sonrası yemek yememeye karar verirdim. Ancak elbette buna uzun süre dayanamazdım. 20’li yaşlarımda artık zayıflamayı kesin olarak kafama koymuştum. Kitaplarda, internette okuduğum her türlü diyeti uygulamaya başladım. Şok diyetlerle hem sağlığımı hem de psikolojimi tehlikeye attım. Bir dönem çok popüler olan zayıflama ilaçlarından medet umdum. Şansım varmış ki bu ilaçların ölümcül sonuçlarından kurtuldum. Bir dönem yalnızca salata tüketerek yaşamaya başladım. Ancak bu da almam gereken besinleri alamadığım için halsizliğe, unutkanlığa sebep oldu. Denediğim tüm bu yöntemlerden hiçbir şekilde sonuç alamadım. Birkaç kilo versem bile bir süre sonra irademe yenik düşüyordum ve verdiğim kiloların daha fazlasını geri alıyordum. Yaptığım diyetler ne benim yaşam tarzıma, ne de vücut işleyişime uygundu. Sevmediğim yiyecekleri sırf diyet adı altında öneriliyor diye tüketmeye çalışıyordum. Birkaç kilo verdiğimi fark ettiğimde kendimi ödüllendirme adı altında yine ölçüyü kaçırıyordum.
Bu başarısız zayıflama yöntemlerinden sonra bir uzman yardımı almaya karar verdim. Çünkü kendi başıma, vücudumu tanımadan yaptığım diyetler artık psikolojimi de etkiliyordu. Benim ihtiyacım olan diyet, hayatım boyunca uygulayabileceğim, hayatımı zorlamayacak, psikolojik açıdan sarsmayacak ve aynı zamanda sağlıklı olmamı sağlayacak bir diyetti. Dr. Gönül Ateşsaçan ile görüştükten sonra benim için en uygun olan diyetin Aristo Diyeti olduğuna karar verdik.
Aristo diyeti yapmaya başladığımda düşündüğüm ilk şey “diyet yapıyor gibi hissetmiyorum” oldu. Çünkü kesinlikle aç kalmıyordum. Eskiden öğünlerimin arasında ciddi açlık krizleri geçirir ve bir sonraki öğünde çok fazla yerdim. Ama artık sağlıklı öğünler tükettiğim için açlıktan gözüm dönmüyor.
Bu diyetin benim için en önemli yanlarından biri ise tekdüze olmaması. Yaptığım diyetlerde katı bir şekilde yasaklanan ve kesinlikle tüketmem gereken yiyecekler vardı. Ve birkaç hafta sonra aynı yiyecekleri yemekten sıkılıyor ve diyeti bırakıyordum. Aristo diyetinde bazı günler detoks yapıyor ve protein, mineral, vitamini bol öğünler tüketiyorum. Bu çeşitlilik de diyetten sıkılmamı önlüyor. Meyve ve sebze ağırlıklı bir diyet olduğu için sık sık hasta olmuyorum ve kendimi hiç olmadığı kadar sağlıklı hissediyorum.
Dr. Gönül Ateşsaçan’ın tavsiyeleri yalnızca ne yiyip içmem gerektiği ile ilgili değil sağlıklı bir yaşam tarzına sahip olmakla ilgiliydi. Bu açıdan diyetin yanında yürüyüşlere başladım ve bir süre sonra zevkle spor yapmaya başladım. Bu da hızlıca kilo vermemde etkili oldu.
25 yaşındayken 98 kilo ile başladığım bu yolculuğa 26 yaşında, 65 kilo ile devam ediyorum. Hedefime çok yaklaşmış olsam da artık tek amacımın kilo vermek değil sağlıklı yaşamak olduğunu biliyorum. Hafiflerken uykularımın düzene girmesi, cildimin güzelleşmesi ve kendimi çok daha enerjik hissetmem ise en büyük artılarından biri.
Aristo Diyeti uzaktan diyet programı ile ilgili bilgi almak için tıklayın.